
Yaşın ilerlemesi, uterus ve bağırsağı destekleyen kasların zayıflaması ve pelvik taban kasları olarak sınıflandırılan idrarın kontrolünü sağlayan kaslar, idrar inkontinans riskini artıran ana faktörlerdir.
Doç. Dr. Fatih Aktoz, kadınlar idrar inkontinansı hakkında bilgi verdiler.
Üriner inkontinans iyileştirilebilir bir hastalıktır
Üriner inkontinans, kadınlarda oldukça yaygındır ve artan yaşta sıklıktır. Normal bir doğum yapan kadınlarda, pelvik taban kaslarındaki gevşeme nedeniyle idrar inkontinans riskini arttırırken, menopoz sonrası östrojen seviyelerindeki azalma mesaneyi ve üretral desteği azaltarak bu durumu bozabilir. Araştırma, 40 yaşın üzerindeki kadınların yaklaşık %30-40’ının bir tür idrar kaçırma yaşadığını göstermektedir. Bununla birlikte, doğum ve menopoz veren kadınlarda bu oran %50’ye kadar çıkabilir. Topluma ortak inancın aksine, idrar inkontinansı yaşın veya doğumun doğal bir sonucu değildir. Burada altını çizmek için en önemli nokta, idrar inkontinansının normal olmaması ve iyileştirilebilir bir hastalık olmasıdır.
Üriner inkontinans, kadınların yaşam kalitesini azaltan ancak uygun tedavi yöntemleriyle kontrol edilebilen bir sağlık sorunudur. Menopoz kadınlarında daha yaygın olsa da, her yaşta ve farklı nedenlerle ortaya çıkabilir. Hem cerrahi hem de cerrahi olmayan yöntemlerle kişiselleştirilmiş tedavi planları ile idrar inkontinansını önlemek mümkündür.
Üriner inkontinans farklı mekanizmalarla ortaya çıkabilir ve üç ana tip vardır:
• stres üriner inkontinans; İstemsiz kaçış durumunda -karın içi basınçta artış olarak öksürük, hapşırma, gülme veya egzersiz. Genellikle pelvik taban kaslarının zayıflaması ile ilişkilidir.
• üriner inkontinans; İdrarın aniden idrar yapma arzusu ile korunamaması ve genellikle eve giderken kapıyı açarak, soğuk algınlığı bırakarak, musluğu açarak veya ellerinizi yıkayarak tetiklenmediği bir durumdur. Genellikle genel aktif mesane sendromu ile ilişkilidir.
• Karışık üriner inkontinans, hem stres hem de sıkıştırmanın idrar inkontinansının bir kombinasyonudur.
Tedavi kişi ve semptomlar için özel olmalıdır
İdrar inkontinansının tedavisinde, hastanın semptomlarına ve idrar inkontinans tipine göre birkaç yaklaşım uygulanır.
Stres tipinin üriner inkontinansının tedavisinde, tedavi genellikle pelvik taban kaslarını güçlendirmek için yaşam tarzı üzerindeki değişiklikler ve egzersizlerle başlar. Kegel egzersizleri pelvik kasları güçlendirmeye yardımcı olarak idrar kontrolünü artırabilir. Bir sonraki adımda farmakolojik tedaviler kullanılabilir. Bu yöntemler yeterli değilse, vajinal lazer tedavisi gibi modern yöntemler aktive edilir. Lazer tedavisi, mesaneye desteği arttırır ve vajinal dokuları rejenere ederek ve bu bölgedeki kan akışını artırarak idrar inkontinansını azaltır. Daha gelişmiş durumlarda, TOT (trasobüktör bandı) ve TVT (vajinal bantsız bant) yapılabilir. Bu cerrahi müdahaleler, mesanenin altına yerleştirilmiş bir amaca ile üretra adı verilen idrar yolunu destekleyerek idrar inkontinansını önler.
İdrar inkontinansının sıkılaştırılmasının tedavisinde, mesane egzersizi gibi yaşam tarzındaki değişiklikler, sıvı tüketiminin düzenlenmesi, kafein ve alkol gibi diüretik maddelerin önlenmesi önerilir. Pelvik taban kaslarını güçlendirmek için egzersizler de idrar kontrolünü artırabilir. Bu yöntemler yeterli değilse, farmakolojik tedaviler aktive edilir. Perkütan tibial sinirin (PTN’ler) uyarılması ileri vakalarda uygulanabilir. PTNS, ayak bileği alanından geçen ve mesanenin kontrolünü geliştiren bir sinire hafif elektrikli uyaranlar sağlayan bir yöntemdir. Seanslar haftada bir veya iki kez uygulandığında, mesane fonksiyonlarını organize etmek mümkündür ve idrar inkontinans semptomları azaltılabilir.
Karışık idrar inkontinansında, tedavi baskın semptomlara göre belirlenir. Pelvik taban kaslarının güçlendirilmesi ve sinir stimülasyonunun birlikte uygulanabilir. Hasta hem stres hem de dar üriner inkontinans yaşıyorsa, kegel egzersizleri, farmakolojik tedaviler, PTN’ler ve lazer tedavisi birleştirilebilir ve kişisel bir tedavi planı oluşturmak mümkündür.